top of page
Yazarın fotoğrafıBatuhan Pakdamar

Özgül Öğrenme Bozukluğu


Özgül Öğrenme Bozukluğu, öğrenme süreçlerinde karşılaşılan sorunlar olarak tanımlanabilir. En yaygın öğrenme sorunları okuma ve yazma konusunda olsa da konuşma dili veya matematik gibi diğer birçok alanda da ortaya çıkabilir. Kişilerin bilgiyi alış biçimlerini, hatırlama , anlama yeteneklerini veya ifade etme şekillerini etkileyebilir. Bir veya birden fazla alanda belirli zorluklarla karşılaşan kişiler genellikle diğer öğrenme alanlarında da zorluklar yaşarlar. Örneğin okuma ve yazma konusunda belirli bir zorluk yaşayan bir çocuğun matematik de zorluklar yaşaması muhtemeldir ancak yaşanan bu zorluk aynı derecede olmayabilir.

Belirli bir öğrenme bozukluğunun neden ortaya çıktığına dair henüz kesin bir açıklama yapılmamaktadır. Ancak bu durumu tetikleyen birden fazla ve çeşitli nedenler vardır. Bazı öğrenme bozukluklarında genetik bileşen etken olabilir ve günümüzde yapılan araştırmalara göre bazı beyin bölgelerinin öğrenme bozukluğun ortaya çıkmasında rol oynadığını gösteren önemli kanıtlar bulunmamaktadır.


Bir öğrenme bozukluğunun ilk işaretlerini tespit etmek için çocuğun dil beceresindeki dikkati ve öğrenme çağındaki beceri gelişimindeki geçikmeler gözlemlenerek fark edilir. Örneğin çocuklar talimatları anlama ve takip etme konusunda zorluklar gösterebilir, dikkat süreleri kısa olabilir veya hafıza problemleri yaşıyabilirler. Genellikle bir çocuğun öğrenme bozukluğunu ilkokulun erken yıllarında bir ebeveyeni veya öğretmeni farkeder. Ancak öğrenme bozukluğu dil ve iletişim zorluklarıyla ilişkili ise gelişimin çok daha erken dönemlerinde de belirtiler olabilir ve fark edilebilir.

Öğrenme bozuklukların tespiti fiziksel engellerdeki kadar açık değildir. Ayrıca öğrenme bozuklukarı olan bireyler başka kişilerin farketmemesi için yaşadıkları zorlukları örtme konusunda da çok iyidirler . Sonuç olarak öğrenme bozukluğu olan çocuklarda ilk birkaç okul yılını tamamlayana kadar herhangi bir zorluk görülmemesi normaldir. Ancak bu zamana kadar öğrenmesinde önemli ölçüde geri kalmış olmaları da muhtemeldir. Bu nedenle ebeveynler veya öğretmenlerin bir çocuğun öğrenme zorluğu yaşadığından şüphelenmeleri durumunda çocuğun daha erken bir zamanda ayrıntılı bir değerlendirme için yönlendirmeleri önemlidir.


Yetişkinlerde ise özgül öğrenme bozukluklarını tanımlamak daha zor olabilir. Çünkü bireyler geniş bir öğrenme ve performans karakteristliği sergileyebilir ve bu zamana kadar zorluklarını yönetmek veya örtmek için çeşitli stratejiler geliştirilmiş olabilir. Özgül öğrenme bozuklukları olan yetişkinler genelikle kendileri için yardım aramazlar.

Özellikle dikkat edilmesi gereken hususlardan biri ise bazı öğrenme problemleri yaşayan çocukların mutlaka öğrenme bozukluğu teşhisi alacakları düşünülmemelidir.Bazı çocuklar daha yavaş olgunlaşır ve belirli becerileri geliştirmekte ortalamaya göre daha yavaş olabilir. Ancak yine de gelişim deki herhangi bir gecikmenin çocuğu sosyal ve duygusal zorluklar da dahil olmak üzere çeşitli sorunlar sonucunda risk altında bırakabileceği göz önünde bulundurularak öğrenme problemlerinden şüphelendiği nde tam bir değerlendirme yapılması önemlidir.

Öğrenme problemleri yaşayan bireyler davranış ve yetkinliklerinin gözlemlenmesiyle tanımlanabilirken belirli bir öğrenme bozukluğunun gerçek teşhisi ancak bir psikolog tarafından belirli psikolojik ve başarı testleri kullanılarak resmi değerlendirme gerektirir. Bu testlerde kişinin yetenek seviyesi o yaş için normal gelişim olarak kabul edilen düzeyde karşılaştırır.

Teşhis konulabilmesinin ilk adımı yaşanan zorlukların diğer olası nedenlerini örneğin görsel veya işitsel engel gibi duyusal bir problem, depresyon gibi duyusal rahatsızlıklar, kültürel veya ekonomik dezavantajlar ya da yeterli eğitime erişim eksikliği gibi çevresel faktörler ve zihinsel engellilik gibi durumları elemekten oluşur. Sayılan tüm bu faktörlerde öğrenme üzerinde etkili olabilir.

Bu diğer olası problemleri nedenleri elendikten ve bireyin özgül bir öğrenme bozukluğuna sahip olduğu belirlendikten sonra ikinci adım yine çocuklar, ergenler ve yetişkinlerde öğrenme güçlüklerini değerlendirme konusunda uygun eğitim almış bir psikolog tarafından uygulanan belirli testler kullanılarak daha ayrıntılı bir tanısal değerlendirme yapılır. Bazı durumlarda psikologlar konuşma patologları gibi diğer profesyonellerin görüşlerine de başvurulabilir. Bu ikinci adım, kişinin dil ve okuma ,yazma becerilerindeki güçlü yönleri ve zorlukları hakkımda daha ayrıntılı bir bilgi sağlar ve bir tedavi planının temelini oluşturur.

Araştırmalar göre özgül öğrenme bozukluğu olan birey tedavi edilmezse kişinin akademik başarısızlık, okulda olumsuz davranışlar geliştirme, okulu bırakma ihtimali, işsizlik, sosyal zorluklar, düşük özgüven ve depresyon gibi çeşitli olumsuz sonuçlar yaşayabileceğini göstermektedir. Ancak doğru türde bir yardım ve destek ile birçok insan zorluklarının üstesinden gelerek mutlu ve başarılı bir yaşam sürdürebilir.

Kaynakça


8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page