AŞK ÜZERİNE PSİKANALİTİK BİR İNCELEME: LACAN'DA AŞK



Aşk demişti yaşamın büyük ustaları,

Aşk ile sevebilmek bir güzelliği

ve dövüşebilmek o güzellik uğruna....

Adnan Yücel


Bruce Fink tarafından kaleme alınan; Fransız psikiyatr, kimine göre Sigmund Freud’dan sonra gelmiş en önemli ve tartışmalı psikanalist, ‘Freud’a Dönüş’ hareketiyle dallanıp budaklanmış psikanaliz kuramında tekrar başa Freud'a dönmeyi savunup, Freud’u kendine göre tekrar okuyan ve bunun üzerine kendi kuramını geliştiren, düşünceleri ve farklı kişiliği ile tanınan, belki hiç de bilinen psikanalistlere benzemeyen, daha say say bitmeyecek işler yapan Jacques Lacan’ın 8. Semineri ‘Aktarım’ üzerine bir inceleme olarak yazılan kitap: Lacan’da Aşk.

Seminerin isminin Aktarım olması boşuna değil elbette. Zira modern psikoterapi tarihi de bir aktarımdan belki bir aşktan doğmuştur desek çok cüretkâr olmayız herhâlde. Psikanalizin ilk vakası Anna O.

Ele alacağımız kitap 'aşk' üzerine yazılmış, aşkı, aşk çeşitlerini psikanalitik kuram içinde incelemiş en detayları kitaplardan biri. Ayrıca kitabımız , aşk hakkında bir çok şeyi, sadece psikanalitik kuram dairesinde de değil; aşkı yada farklı tip aşkları, evlilikleri, ilişkilerde kadın erkek tutumlarını, geçmişten günümüze şairlerin, yazarların ve şarkıcıların aşkı nasıl ele aldıklarını, kültürlerde ve mitlerde aşkın nasıl yorumlandığını da sizlere sunuyor, kısaca aşk bu kitapta birçok farklı açıdan ele alınıyor ve inceleniyor diyebiliriz. Lacan'da Aşk'ta göreceksiniz ki geçmişten günümüze insanlık, 'aşkı' çok farklı çerçevelerden ele almış ve tek bir 'aşk'tan bahsetmek mümkün değil gibi gözüküyor ve sizde okurken aşk üzerine keyifli belki de sarsıcı bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Elbette Lacan’ın düşünceleri çerçevesinde olup bitiyor tüm bunlar.

Lacan’da Aşk; bir aşk kataloğu değil, aşka dair ne varsa tümünü yan yana dizip güzel ve bakılası bir koleksiyonu gözler önüne sermiyor. kitabı aşkın içindeki imkânsızlıklarla, boşluklarla yüzleşmemizin önemine vurgu yapıyor.

Okuması zor bir metin mi? Sayılabilir. İlk bölümler konuya dair önbilgi dahi gerektirmiyor ancak zorluğu soru sorma tarzında yatıyor. Soru sorma tarzı nedeniyle belki de bu kitabı birkaç kez okumak anlamlı olacaktır. Ayrıca Lacan için ilk okumada anlaşılır şeyler söyleyen biri de denilemeyebilir. Ancak kesinlikle kitapta söylediği şeyler insanı kendi hakkında farklı düşüncelere ve yorumlara sevk ediyor, tam anlaşılamasa bile.


Eğer aşk üzerine düşünüyor, kadınlarda ve erkeklerde, hemcinslerinizde veya karşı cinslerinizde aşk nasıl işliyor, ben bu aşktan ne anlamalıyım diyorsanız,

Aşk’ta yüzünüz gülmüyorsa ya da hiç âşık olmamışsanız, kadınlar niye kötü erkekler beraber olur, Bekir niye her şeyini bırakıp Uğur’un peşinden gitti aşk gerçekten böyle bir şey mi yada aşk nasıl bir şey diye soruyorsanız,

Yahut sadece aşk nedir diye merak ediyorsanız,

Psikanaliz ile ilgiliyseniz ve henüz tanışmadıysanız okullarda çok duymadığınız önemli bir psikanalist Lacan ve onun düşünceleriyle tanışabileceğiniz, oldukça derin ve düşünmeye sevk eden, aşk ve ilişkiler hakkında sizi farklı yerlere farklı sorulara itecek bir kitap.

Yaklaşık 350 sayfa olan kitabın 3. Baskısı 2022 yılında Kolektif Kitap Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Kitabın son baskısını kitapçılarda bulmanız zor olacaktır ancak internetten ulaşabilmeniz gayet kolay. Son olarak sizlere kitabın tanıtım bölümünden kısa bir kesit paylaşıyorum.


"aşkımızı ilan ederek, yani sevdiğimize yüksek sesle dile getirerek, eksiğimizi veririz. kendimizde bir şeyin kayıp olduğunu, eksik bir varlık olduğumuzu, tüm varlığımızla bir şeyi istediğimizi beyan ederiz. böyle olduğu halde partnerimize varlık ve tamlık hissi vermeyi başarırız. aslında (partnerimize) sahip olmadığımız şeyi hediye ederiz. daha doğrusu, bizde eksik olan şeyi bir başka şeye çevirir, o kişinin buna iyi bakmasını isteriz. bu ötekinin bizim eksiğimize burun kıvırmayacağını ya da onu ayakları altına almayacağını umarız. açıkçası bazı insanlar diğer insanların onların varlıktaki-eksiklerini ya da eksik varlığını reddedeceğinden o kadar korkarlar ki onu açığa çıkarmaya, göstermeye, vermeye çekinirler. bu durum, sevgisini ilan ederken duyulan bütün endişelerle yakından ilgilidir: ‘seni seviyorum’ demek ‘ben eksiğim ve sen benim eksiğime sesleniyorsun’ demektir."

Şimdiden herkese iyi okumalar diyor ve 'aşkta' yüzlerinin gülmesini diliyorum.

Diğer Yazılarımız