AVEYRON'UN VAHŞİ ÇOCUĞU

       19. Yüzyılın başlarında, Fransa’nın güneyindeki Aveyron’a yakın bir ormanda tek başına yaşayan çırılçıplak bir çocuk bulunmuştu. ‘’Aveyron’un Vahşi Çocuğu’’ olarak bilinen Victor, dilbilim ve psikoloji alanlarında öncü çalışmalara konu oldu. Bu olaydan çıkarımla, beyin gelişiminin kritik döneminde çocuklarda dil ediniminin, zihinsel ve psikolojik gelişimin diğer insanlarla iletişim, dile maruz kalma ve kültür aktarımı olmadan ilerleyemeyeceği öğrenildi.


       Aveyron’un Vahşi Çocuğu Victor ormandan çıktığında tamamen çıplak, giyinmenin ne olduğundan da habersizdi. Üzerine giydirilenleri hemen çıkarırdı. Tuhaf, anlaşılmaz sesler çıkarmak dışında konuşamıyor ve bir hayvan gibi dört ayak üzerinde yürüyordu. Onu bulanlar dilsiz olduğunu fark ettiler, ayrıca sağır, ya da az duyduğunu düşündüler. Tuvalete gitmek gibi sosyal normlardan tamamen bihaberdi, durum ve yer fark etmeksizin ihtiyacını giderirdi. Dokunma ve ısı gibi duyuları da gelişmemişti, Victor ateşten sıcak patatesleri almak ve soğumasını hiç beklemeden yemekten endişe duymuyordu. Kışın ortasında çırılçıplak koşuşturmaksa onun için acı değil keyif kaynağı gibiydi.
Hayvandan hallice görünüyordu, onu bulanlar Victor’a hem acıyor hem de onunla alay ediyordu. Çok sevdiği ormanına dönmek için her fırsatı değerlendirmişti, birçok kez de kaçmış fakat yakalanmıştı. Victor zaman içinde medeni komşularına alışmış, bölgedeki çiftliklere yemek bulmak için yaklaşır hale gelmişti. Bu, son kez 9 Ocak 1800’de yakalanmasına sebep oldu. Bölgenin yerlileri, ağustos ayında Paris’teki Sağır ve Dilsizler Enstitüsüne gönderilene kadar Victor’a baktılar.

Vahşi Çocuğun hikayesi Fransa’da hızla yayıldı, söylentiler çoğalıyor, gazeteler çocuğu yazıyordu. Filozoflar ve insan doğasıyla ilgili bilim insanları Victor ile oldukça ilgileniyordu.

Bu, ‘’yasak deneyi’’ hayata geçirmek için bir fırsattı, dolayısıyla Vahşi Çocuk ormanda tek başına hayatına devam edemezdi. Dil edinimi ve pedagoji alanında insanların hangi bilgilerle doğduğu teorilerini test etmek için bir şans doğmuştu, Victor, bilgi edinmeyi bekleyen bir ‘tabula rasa’ idi. ‘Yasak deney’ ya da ‘dil yoksunluğu deneyleri’ bebeklikten itibaren bir grup çocuğu izole ederek ve insan iletişimini keserek sonucunda çocukların hangi dili konuşacağı ile ilgili deneylerdir, Itard ve devrim sonrası Fransa Victor’un bu soruyu cevaplayacağını umuyordu.

       İleri incelemeler düşünülenin aksine çocuğun muhtemelen sağır olmadığına işaret ediyordu. Sağır değildi fakat bazı sesler onun için kullanışsız olduğundan o sesleri elimine etmeyi öğrenmişti. Bütün duyuları sağlam ve işlevseldi. Vahşi Çocuk sadece duyularını medeni insanlardan farklı amaçlarla kullanıyor ve hayatta kalma içgüdüleri dışında bu duyuları kullanmaya şartlanması gerekiyordu.

Bilimsel çevrelerde çocuğun zekâ problemi olup olmadığına dair tartışmalar alevlendi. Bonnaterre tarafından sunulan kanıtlar tersine işaret ediyordu, çocuk bazı yiyeceklerin kabuğunu soyabiliyor ve daha sonra tüketmek için saklayabiliyordu. Fakat bazı zeki hayvanlar da aynı davranışta bulunabilir, dolayısıyla bu durum Victor için insan zekasına dair emareler taşımıyordu. Bu durumun üzerine, zihinsel engelliler ve ruh sağlığı konusunda uzmanlaşmış olan Pinel, çocuğu ‘geri zekalı’ addetti. Paris Sağır ve Dilsizler Enstitüsünün başkanı Sicard kısa bir süre çocuğu eğitmeye çalıştı fakat çocuğun eğitilemez olduğunu iddia edip onu kampüs içinde başıboş bir şekilde dolanmaya terk etti.

Fakat yirmi beş yaşındaki genç doktor, Itard, umutsuz vaka ilan edilen Victor’u medenileştirmeye yemin etmişti. Locke’un tabula rasa teorisine inanan Itard, Victor’un şanssız çocukluğunun ve zihinsel yetilerinin eğer etkili bir eğitim alırsa düzeltilebilir olduğuna düşünüyordu. Çocuğa Victor ismini veren de Itard idi.

Itard, Victor’u evine aldı ve bir eğitim programı oluşturdu. Program, çocuğun duyularını geliştirmek, diğer insanlara olan bağlılığını artırmak, konuşmayı öğretmek, bilişsel becerilerini geliştirmek ve diğer insanlarla iletişime geçme yeteneği kazanmasını sağlamak üzerindeydi. Itard’ın Victor ile ilişkisi zaman içinde değişti, vahşi bir çocuğu eğitme deneyi olarak başlayan şey yavaşça yerini merhametsiz dünyada bir çocuğa yol göstermeye bırakmıştı. (Candland, 1994)