PSİKOLOJİYE YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN 5 KİTAP ÖNERİSİ!

Y'OL Psikoloji ailesinden herkese merhabalar! Psikoloji bölümüne yeni başlayanlar ve psikolojiye ilgisi olanlar, psikolojiye dair bilgi edinebilecekleri ama çok da akademik dile sahip olmayan kitapları arıyorlar biliyoruz. Bu sebeple temel seviyede bilgi sahibi olabileceğiniz bir öneri listesi hazırladık. Hazırsanız başlıyoruz!

1. Psiko 101 - Paul Kleinman

Psikolojiye dair bir temel oluşturmak isteyenler için ideal bir başlangıç kitabı psiko 101. İçerisinde psikoloji alanına dair yapılan deneyler, kuramlar, psikolojiye yön vermiş kişiler, psikoloji tarihi bulunuyor. Psikoloji de ki temel kuralları başarılı bir özetlemiş basamak niteliğinde diyebiliriz.

2. Psikolojiye Giriş – Clifford Thomas Morgan

Bu kitap genellikle psikoloji öğrencilerinin tercih ettiği ilk kaynaktır. Kitapta vakalar açısından dünyada yapılan deneylerden bahsetmektedir bu sebeple psikolojiye ilginiz varsa ya da alana yeni başlamışsanız bu kitap güzel bir tercih olacaktır.


3. Psikoloji Tarihi- Yılmaz Özakpınar

Yılmaz Özakpınar bu kitapta psikolojiyi bugünkü konumuna getiren dönüşümleri ve etki kaynaklarını ortaya koyuyor. Psikolojinin felsefe ve biyoloji içindeki köklerini inceleyen yazar, psikolojiyi bir bilim disiplini yapan önemli deneysel teknikleri, olguları ve teorileri tarihsel perspektif içinde tanıtıyor. Bu sebeple psikolojinin geldiği yeri görmek, fark etmek için fazlaca uzun olmayan, sıkmayan, kıymetli, tercih edilecek bir kitap.

4. Psikoloji Ve Yaşam - Philip Zimbardo

Psikoloji insanın ve yaşamın olduğu her yerde vardır ve psikoloji, insan yaşamı için temel bilgi kaynaklarından biridir. Psikoloji ve Yaşam isimli Psikolojiye Giriş kitabı da, klasik psikoloji kuramlarını içeren temel bilginin yanı sıra modern psikolojiyi günümüze uyarlayan ve sunduğu terapi teknikleriyle, uygulamaya dönük bir el kitabı niteliğindedir.

5.Deliliğin Tarihi – Michel Foucault

Michel Foucault, Deliliğin Tarihi’nde, deliliğin gündelik yaşamın bir parçası sayıldığı, kaçıklarla çılgınların sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları Orta Çağdan, tehlikeli sayılmaya başladıkları, tımarhanelere kapatıldıkları, öteki insanlarla aralarına ilk kez duvarların çekildiği on sekizinci yüzyıla kadar, Batı’da deliliğin arkeolojisini irdeliyor. Deliliğin fantastik dünyasında dolaşırken Foucault, aslında "deli"nin bize onun deli olduğuna karar veren, onu öyle konumlandıran genel toplumsal harita üzerinde işgal ettiği yer itibariyle yansıdığını gösteriyor. Her çağın kendi ütopyası içinde kendini arındırdığı, saflaştırdığı, idealleştirdiği tarihsel yolculukta, delinin bu arınma ayin ve oyunundaki yerini ve rolünü kavramamızı sağlıyor. Bu nedenle psikolojiye yeni başlayanlar için başucu kitabı olacak nitelikte. Herkese iyi okumalar!