SOSYAL PSİKOLOJİYE DAİR 6 KİTAP ÖNERİSİ!

Y'OL Psikoloji ailesinden herkese merhabalar! Bu yazımızda konumuz Sosyal Psikoloji... Muhtemelen önceden de insanların davranışlarının sosyal ortamlarda değiştiğini fark etmişsinizdir. Yalnızkenki davranışlarınızla etrafınızda birileri varkenkileri kıyasladığınızda arada bazı farklar göreceksinizdir. Verdiğiniz kararlar, duygularınız, inançlarınız ve davranışlarınız etrafınızda birileri olduğunda değişiyor olabilir. Bunun dışında yalnızca etrafınızda birileri olmasıyla ilgili değil yanınızda olan kişiye göre de davranışlarınız değişiklik gösterir. Mesela, iş arkadaşlarınızlayken farklı biri gibiyken yakın arkadaşlarınızla olduğunuzda tavırlarınız bambaşkadır. İşte sosyal psikoloji, tam olarak bu değişen davranışları inceler. Bizde bu davranışlara ilgisi, merakı olanlara bir öneri listesi hazırladık. Hazırsanız başlayalım!

1. DÜNDEN BUGÜNE İNSAN VE İNSANLAR

Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar, otuz küsur yıllık İnsan ve İnsanlar'ın güncelleştirilmiş revizyonudur ve sosyal psikolojiye bir giriş kitabıdır. Bu güncelleştirme ve revizyonu yaparken, temel bir ilke gözetilmiştir. Bu da yenilikleri yansıtırken, geçerli özü de koruyarak birikimli bir gelişmeyi ortaya koyma gereğidir. Sonuç olarak Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar hem yepyeni bir kitaptır, hem de İnsan ve İnsanların kendisidir.

Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar’ın bir özelliği, her konunun kültürel bir çerçeve içinde de irdelenmesidir. Çünkü günümüzde kültürel ve kültürlerarası psikoloji giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Türkiye’de kullanılan bir sosyal psikoloji kitabının bir çeviri olması, ya da salt Amerikan sosyal psikoloji kitabındaki bilgileri içermesi uygun değildir. Fakat kültürel ortamlarda elde edilen farklı bulgular konusunda en azından genel bir bilgilendirme gerekir. Böyle bir bilgilendirme, okuyucunun konuları bir kültür süzgecinden geçirmesine ve örneğin Türkiye’de aynı bulguların bulunup bulunmayacağını düşünmesine yardımcı olabilir. Bu sebeple sosyal psikolojiye ilgi duyan ve sosyal bilimlerle uğraşan herkesin okuması gereken bir kitaptır.

2. GÜNLÜK YAŞAMDA BENLİĞİN SUNUMU

Tüm zaafları, kaygıları, hinliği, oyunbazlığı, kısaca tüm insanlığıyla insanı ele alan kışkırtıcı bir kitap: Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu. 1950'lerde yazılmış olmasına rağmen tazeliğini koruyan, dahası "performans" kavramının günümüz sosyal bilimlerinde ciddi bir çözümleme aracı haline gelmesiyle birlikte özel bir güncellik de kazanan bir klasik. Erving Goffman farklı kültürlere de uzanan titiz bir araştırmanın ürünlerini ince bir düşünce süzgecinden geçirerek, büyük bir tarafsızlıkla sunuyor bizlere; insanların birbirleriyle etkileşimlerini ve insanlık hallerini yargılamaksızın gözler önüne sermeyi, irdelemeyi, anlamayı hedefliyor.

3. İKNA ÇAĞI-PROPAGANDANIN GÜNDELİK KULLANIMI VE SUİSTİMALİ

Uyanık geçirdiğimiz saatlerin yarısını kitle iletişim araçlarına bakarak geçiriyoruz. İkna, demokratik süreçte hep ayrılmaz bir rol oynamıştır ancak karşılıklı ve düzeyli tartışmaların yerini basit konuşmalar ve manipülatif mesajlar almaktadır.

Propaganda tarihinin yanı sıra sosyal psikolojideki çağdaş araştırmalardan yararlanan İkna Çağı, politik kampanya yürütenler, satış temsilcileri, reklamcılar, televizyon misyonerleri, demagoglar ve diğerleri tarafından kullanılan taktiklerin, en derin korkularımıza ve en mantık dışı umutlarımıza hitap edip yaşadığımız dünyanın çarpık bir tasavvurunu yaratarak duygularımızdan nasıl faydalandıklarını göstermektedir.

4. İRRASYONEL

Hangisi daha muhtemel: Mavi gözlü annenin kızının mavi gözlü olması mı, yoksa mavi gözlü kızın annesinin mavi gözlü olması mı? Sigara içmek akciğer kanseri riskini on, ölümcül kalp hastalığı riskini ise iki kat artırıyorsa akciğer kanserinden ölen tiryakilerin sayısı kalp hastalığı sonucu ölen tiryakilerden daha mı çok? Bir işi iyi yaptıkları için insanları ödüllendirmek faydalı mı? Bir psikoloji deneyi için, birine öldürücü olabilecek şoklar vermeyi kabul eder miydiniz? Dönme dolaba binmek mi yoksa bisiklet sürmek mi daha tehlikeli? Kitabın isminden dolayı tetikte değilseniz, bu sorulara verdiğiniz yanıtlardan bazıları muhtemelen irrasyonel. Dahası, tüm soruları yanıtladıysanız kesinlikle irrasyonelsiniz, çünkü kimisinde yanıt vermeye yetecek kadar bilgi yok. Mutlaka bir yargıya varma ihtiyacı ise irrasyonelliğin sık rastlanan sebeplerinden biri.

Stuart Sutherland'in İngiltere’de kült haline gelmiş ve yıllardır çok satanlar listesinde bulunan kitabı İrrasyonel, yakın zamanda konuya ilişkin yapılmış pek çok psikoloji deneyinden ve gündelik yaşamdan çoğu zaman sizi şaşkınlığa sürükleyecek örnekler sunarak, irrasyonelliğin yaygınlığını ve olağanlığını gözler önüne seriyor. Yanlış gözlem, uyum gösterme ihtiyacı, yersiz tutarlılık, kanıtları gözardı etmek, hatalı neden sonuç ilişkileri kurmak ya da aşırı özgüven gibi bizi irrasyonel kararlara sürükleyen sebepleri ortaya koyuyor ve Pearl Harbour bombardımanından şampuan reklamlarına kadar pek çok farklı olayı inceleyerek, “içimizdeki düşmanın” nelere neden olabileceğini gösteriyor. Bu kitabı okurken "Biri bunu bana çok daha önce anlatmalıydı" diyeceksiniz.

5. ŞEYTAN ETKİSİ- KÖTÜLÜĞÜN PSİKOLOJİSİ

1971’de bir grup üniversite öğrencisi görünürde mahkûmiyet psikolojisinin araştırıldığı bir deneye gönüllü olarak katıldı. Rasgele seçilmiş öğrencilerden bir kısmına gardiyan, bir kısmına da tutuklu rolü verildi. Stanford Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün bodrum katında oluşturulan yapay bir hapishanede rollerini oynamak üzere deneye dahil olan öğrenciler, deney başladıktan kısa süre sonra bambaşka bir gerçeklik algısıyla rollerini içselleştirdiler. Bundan sonra yaşananlar ise psikoloji tarihinde bir mihenk taşına dönüştü. Stanford Hapishane Deneyi olarak bilinen bu çalışmanın mimarı Prof. Philip Zimbardo, durumsal güçlere ve sosyal dinamiklere bağlı olarak insanların ansızın nasıl canavarlara dönüşebildiğini kanıtlamıştı. Daha da önemlisi, Stanford Hapishane Deneyi’nin ortaya koyduğu bulgular insanlık suçlarının bazı dinamiklerini açıklamaya yardımcı oldu. Aynı şekilde bu deney, Ruanda’daki katliamlardan Irak savaşında ABD askerlerinin özellikle Ebu Gureyb Hapishanesi’ndeki insanlık dışı zulümlerine kadar tarihimizde kayıtlı ve ne yazık ki önlenemez bir şekilde devamı gelen insanlık suçlarını sosyal psikolojik yönden, yetkenin ve güç algısının insan tutum ve davranışlarına zararları açısından ele alınabilir bir analiz seviyesine taşıdı. “İyi” insanlara kötülük yaptıran şey nedir? Philip Zimbardo Şeytan Etkisi ile okuru bir yolculuğa çıkartıyor ve bu sorunun cevabını okurla birlikte bulmaya çalışıyor. Filmleri çekilen, belgesellere konu olan, esinlenilerek romanlar yazılan Stanford Hapishane Deneyi’ni ve genel anlamda “kötülüğün psikolojisini” ele alan Şeytan Etkisi’ni okurken insanların nasıl başkalaşım geçirdiklerine tanıklık edecek, sizin de aslında o insanlardan farklı olmadığınızı düşündükçe tedirgin olacaksınız.

6. KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI

Yahudi soykırımı nasıl oldu? Neden oldu? Neden Yahudiler? Neden Almanlar? Diğer devletlerin rolü neydi? Müttefikler bundan ne ölçüde sorumluydu? Yahudi liderler kendi insanlarının sonunu hazırlayanlarla işbirliği yapmaya nasıl yanaşmışlardı? Yahudiler neden kendi ayaklarıyla ölüme gitmişlerdi? Ülkemizde özellikle totalitarizm üzerine çalışmalarıyla tanınan ünlü Alman filozof ve siyaset bilimci Hannah Arendt bu sorular doğrultusunda, Nazi Almanyası döneminde milyonlarca Yahudinin toplama kamplarına, ölüme gönderilmesinden sorumlu SS yetkilisi Karl Adolf Eichmann’ın Kudüs’teki yargı sürecini ele alıyor. Yahudi soykırımının mimarı olarak sunulan Adolf Eichmann’ın sadist bir canavardan ziyade, normal, hatta korkutucu derecede normal bir insan olduğuna dikkat çeken Arendt, özellikle düşünme ve muhakeme yetisinin kaybolmasıyla birlikte kötülüğün nasıl sıradanlaştığını vurguluyor. Eichmann duruşmasından yola çıkarak, insanlık tarihinin dönüm noktalarından birini ve bu dönemde yaşanan toptan ahlaki çöküşü gözler önüne seriyor.

Herkese İyi Okumalar!