Yol Pskolojisi
Yol Pskolojisi
Hakkımızda
Y’ol Psikoloji 2021 yılında pandemi döneminde bir grup psikoloji son sınıf öğrencisi tarafından kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren çeşitli etkinlik, eğitim ve sosyal sorumluluk çalışmalarına imza atmış olan Y’ol Psikoloji; kendini geliştirmek, topluma fayda sağlamak ve psikoloji alanında başarılara imza atmak isteyen psikologların ve psikoloji öğrencilerinin çatısı haline gelmiştir. Y’ol Psikoloji, bugün 50+ gönüllüsü, 7 koordinatörlüğü, yürütme kurulu ve yönetim kuruluyla profesyonel bir şekilde çalışmalarını yürütmektedir.
Vizyonumuz:
Türkiye’deki psikolog adaylarının gelişim düzeylerini artırarak psikolojideki kullanılabilir bilgiyi daha fazla insanla buluşturan ve toplumumuzdaki psikolojik refah düzeyini yükseltmeye yetiştirdiği psikologlarla destek olan bir psikolog olmak.
Misyonumuz:
Y'ol Psikoloji ekibi olarak, psikoloji öğrencilerinin eşit şartlarda eğitimlerini tamamlamasına katkıda bulunmak, psikoloji bilimi ile toplumu birleştirici eğitimler, programlar düzenlemek dolayısıyla toplumun refahını ve farkındalığını artırarak, psikolojinin etkinlik alanını genişletmektir. Bu doğrultuda sağlam adımlar atarak etkili olabilmeyi ve y’olculuğumuzda sizleri de aramızda görmeyi diliyoruz.
Bunun yanı sıra 2024 yılı şubat ayında, Y’ol Psikoloji yönetim kurulundan 5 Y’ol arkadaşımızın açmış olduğu Y’ol Psikoloji Danışmanlık ve Eğitim Merkezi, genel merkezimiz olma statüsüne sahip olup etik ilkelere sahip uzman terapistleriyle Ümraniye’de hizmet vermektedir.
Yazı Gruplarımız
Yazılar
- Yahya Ahmed Doğanay
- 2 dakikada okunur
HERKESİN Y’OLU
“Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez. Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli” diyor Neşet Ertaş. Bakıldığında birkaç kelime ama düşünüldüğünde birçok anlam içeriyor bu sözler. Bir başka türküsünde “Bir anadan dünyaya gelen yolcu” diyor üstat. Gelin! Biraz bu yolcudan, bu yolculuktan konuşalım. Bir anadan dünyaya geliyoruz. Peki, ne için? Yol yürümek için. İnsan doğumundan ölümüne bir yol üzerind...
- Elif Kartal
- 2 dakikada okunur
SİNESTEZİ: SİZ HİÇ GÖKKUŞAĞINI KOKLADINIZ MI?
Daha önce hiç radyoda çalan şarkıdan gelen lavanta kokusunu veya kütüphanede gördüğünüz bir kitabın ekşi tadını aldınız mı? M harfinin sarı renkte, 6 sayısının ise cinsiyetinin kadın ve mesleğinin de doktor olduğunu düşündünüz mü hiç? Peki ya notalara dokunabilmek olağan bir durum muydu? Sinestezi, birlikte algılamak anlamına gelmektedir. Dışarıdan gelen uyaranların ilgili duyularımız...
- Yıldız Çiftçi
- 4 dakikada okunur
DEPERSONALİZASYON VE DEREALİZASYON BOZUKLUĞUNUN YAYGINLIĞI: SİSTEMATİK BİR İNCELEME
Depersonalizasyon ve derealizasyon sırasıyla gerçek dışılık duyguları ve kişinin kendisinden ve çevresinden kopma ile karakterize edilen belirtilerdir. Depersonalizasyon ve derealizasyon semptomları, stres veya fiziksel tükenme zamanlarında geçici olarak ortaya çıkabilir. Aynı zamanda sağlıklı bireyler stresli dönemlerde veya fiziksel bitkinlik dönemlerinde “tükenmişlik” olgus...
- Ceyda Topal
- 2 dakikada okunur
GÜLÜMSEMEK BULAŞICIDIR!
Ne derler “gülmek en iyi ilaçtır, her insana yakışır. Fakat” Niçin güldüğümüzü, bebekleri güldüren şeyleri, gergin olduğumuzda bile nasıl gülebildiğimizi anlamaya yönelik çalışmalar yapıldı. Çalışmalar sonucunda gülmenin evrensel olarak aynı algılandığı kanıtlandı. Öyleyse bizler gülmek hakkında başka neler biliyoruz?Unutmayın en güzel gülümseme gözlerinin içiyle olandır!Bilinçli olduğu kadar kalp...
- Ceyda Topal
- 2 dakikada okunur
PANDEMİDE MOTİVASYON
Son birkaç on yılda I/O(Endüstri Psikolojisi) psikolojisinden elde edilen önemli bulgulardan biri, tüm işyeri streslerinin eşit yaratılmadığıdır. Bazı stresörler, bir çalışanın kontrolü dışında olan ve performansın önündeki engeller gibi hissettiren engellerdir: bürokrasi, kaynak eksikliği, çelişen hedefler. Diğerleri, bir kişinin büyürken ve gelişirken üstesinden gelebileceği görevler gibi...
- Ceyda Topal
- 3 dakikada okunur
AKRAN ZORBALIĞININ FİZİKSEL SAĞLIĞA VE VÜCUT ALGISINA ETKİSİ
Konu üzerinde yapılan kapsamlı araştırmalar akran zorbalığının akıl sağlığına zararlı etkileri olduğunu göstermiştir. Anksiyete, depresyon ve kişinin kendine zarar vermesi gibi büyük zararlara sebep olduğu görülmüştür. Yakın zamanlardaki araştırmalarda ise akran zorbalığının ergenlik dönemindeki bireylerin fiziksel sağlığına da olumsuz etkisinin olduğu iddia edilmiştir. Bu yazıda, fiz...
- Ceyda Topal
- 2 dakikada okunur
AKRAN ZORBALIĞININ SEBEP OLDUĞU RİSKLİ DAVRANIŞLAR
Akran zorbalığının çocuklar ve ergenler üzerinde riskli davranışlara sebebiyet vermesinin konu edileceği bu makalede, önce riskli ve problematik davranışın ne olduğunu tanımlama kanısındayım. Davranış bilimleri profesörü Richard Jessor’ın teorisine göre problematik davranış, yetişkin otoritenin kurumları ve geleneksel toplumun sosyal normlarına göre sakıncalı veya kaygı uyandıran...
- Ceyda Topal
- 3 dakikada okunur
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE MARUZ KALINAN AKRAN ZORBALIĞININ BİREYLERİN YAŞANTILARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Bu yazı içerisinde bahsi geçecek olan konu akran zorbalığı ve özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bu eyleme karşı maruziyetin bireylerin hayatları üzerinde bıraktığı yahut bırakabileceği, genellikle olumsuz, etkileridir. Akran zorbalığı ifadesi günümüzde hemen hemen çoğu insan tarafından duyulan hatta farkında olarak ya da olmayarak bireylerin hayatlarında en az bir kez maruz k...
- Ceyda Topal
- 4 dakikada okunur
YAŞLILARIN KENDİ İFADELERİYLE YALNIZLIĞI VE DEPRESYONU ANLAMAK
Barg ve diğerleri şimdi bahsedeceğim bu çalışmayı klinik tanımlamalara kıyasla, yaşlıların depresyonu nasıl tanımlayıp ifade ettiğini anlayabilmek amacıyla yapmıştır. Depresyon yaşlılar için önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü, ileriki yıllarda majör depresyonun kalp hastalıklarından sonra engelliliğe en fazla sebep olan hastalık olacağını öngörmüştür. Ruhsal Bozuklukların Tanıs...
- Ceyda Topal
- 3 dakikada okunur
YAŞLI NÜFUSTA DEPRESYONUN TEŞHİSİ
Yaşlılarda depresyon patolojik bir süreçtir ve yaşlanmaya verilen normal bir reaksiyon değildir. İnsanların çoğu yaşlılıkla mücadele edebilir ve birçoğu da mutlu hisseder. Ancak, yaşlılarda düşük işlev ve benzeri birçok semptom görüldüğü hakkında sağlık çalışanları ve toplum içerisinde süregelen genel bir kabulleniş vardır. Şu anki jenerasyondaki yaşlı bireyler depresyonu reddetmekte, birçoğunun y...
- Ceyda Topal
- 2 dakikada okunur
YAŞLILIK DÖNEMİ DEPRESYONUNUN OLUMSUZ ETKİLERİ
Artık genç yahut orta yaşlı sayılamayacağımız yaşlara geldiğimiz yaşlılık dönemi gerek psikolojik gerekse fiziksel ve sosyal açıdan insanın birçok değişim yaşadığı, başka bir deyişle başkalaştığı, bir dönemdir. Gençlik çağında sahip olunan fiziksel görünümün ve kondisyonun artık var olmaması, çeşitli ağrıların ve hastalıkların deneyimlenmesi, akranların sık duyulan ölüm haberleri yahut bir eşin ka...
- Batuhan Pakdamar
- 3 dakikada okunur
DİSSOSİYATİF FÜG
Shona Halkı Baz Alınarak Teşhis, Tanıtım ve Tedavi Dissosiyatif füg, günümüzde dünyanın bütün toplumlarında yer almaktadır. Ancak dissosiyatif füg genel nüfusa oranla yaygınlığı çok düşük olan bir kişilik bozukluğudur. Dünyanın farklı toplumları dissosiyatif füg’ü çeşitli toplum farklarına dayalı olaraktan bu durumu çeşitli şekillerde tanımlayabilmektedir. Bu çalışmanın amacı dissosiyatif fü...
- Nilay Yıldızay
- 4 dakikada okunur
PANDEMİ DÖNEMİNDE DEPERSONALİZASYON
Tüm dünyada etkisini gösteren Covid-19 ile pandemi döneminde birçoğumuzun daha önce deneyimlemediği karantina süreci başladı. Bu süreç ile beraber yakın ve dinamik ilişkiler azaldı ve sosyal izolasyon başladı. Çoğu kişi için yaşam tarzı alışkanlıklarımızdan vazgeçmemizi gerektiren kısıtlamalar, sosyal mesafe ve sağlık endişesi ile stres ve anksiyete kaçınılmaz bir durum haline geldi. Kısacası...
- Gülsüm Şitilbay
- 3 dakikada okunur
SOSYAL FOBİ/AKUT SOSYAL STRES ESNASINDA DENEYİMLENEN DEPERSONALİZASYON VE DEREALİZASYON
Sosyal anksiyete bozukluğu olarak da bilinen sosyal fobi diğer insanlarla sosyal etkileşim içeren durumlara karşı duyulan sürekli bir korku hali ile karakterizedir. Bu kaygı bozukluğuna sahip bireylerde kaçınma, olumsuz benlik algısı, sürekli bir sosyal aksilik beklentisi, algılanan duygusal kontrol ve sosyal becerilerde düşüklük mevcuttur. Depersonalizasyon ve derealizasyon ise öznel bir ge...
- Aynil Hayat Genan
- 6 dakikada okunur
DİSSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU HAKKINDAKİ ALTI EFSANENİN BİLİMSEL İNCELEMESİ
Bu yazıda Brand ve meslektaşları (2016) tarafından yapılan Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) hakkında doğru olduğu iddia edilen 6 yanlışın bilimsel kanıtlar sunularak incelendiği çalışmadan bahsedilecektir. Öncelikle kısaca DKB’nin özelliklerinden bahsedelim. DKB DSM-5’te (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı), iki veya daha fazla farklı kişilik durumunun varlığının, benl...
- Batuhan Pakdamar
- 4 dakikada okunur
ÇOCUKLARDA ve ERGENLERDE BİPOLAR BOZUKLUK
Bipolar Bozukluk Nedir? Bipolar bozukluk, kişilerin göze çarpacak derecede hatta bazen aşırı seviyede meydana gelen ruh hali ve davranış değişiklikleri yaratan bir mental rahatsızlıktır. Bipolar bozukluğa sahip olan çocuklar üst düzeyde mutlu ve “yüksek” hissedebilir ve normal haline kıyasla çok daha enerji dolu ve aktif olabilirler. Bu duruma sahip bireyler manik vaka olarak adlandırılır. Bir di...
- Aynil Hayat Genan
- 5 dakikada okunur
ÇOCUKLUKTAN YETİŞKİNLİĞE DİKKAT EKSİKLİĞİ ve HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU: DOĞRU TANININ ÖNEMİ
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), genellikle okul yaşlarında başlayan, birden fazla bilişsel ve işlevsel alanda bozulmaya sebep olan, dikkat eksikliği ve/ya da hiperaktivite-dürtüsellik ile nitelendirilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DSM’de (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) bu şekilde tanımlanan DEHB’ye, ağırlıklı olarak dikkatsiz, ağırlıklı ola...
- Nilay Yıldızay
- 3 dakikada okunur
OTİZM VE SANAL GERÇEKLİK
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), özellikle sosyal iletişim ve sosyal becerilerdeki bozulmaların görüldüğü nöro-gelişimsel bir hastalıktır. Otizmli çocuklarda buna ek olarak sallanma, kendi çevresinde dönme veya el çırpma gibi kendini tekrarlayan hareketler ,koordinasyon sorunları ,hareket kalıplarını tekrarlama, veya abartılı bir vücut dili kullanma gibi davranış bozuklukları d...
- Eylül Güneş
- 6 dakikada okunur
ÇOCUKLARDA DAVRANIM BOZUKLUĞU
Davranım bozukluğu, başkalarının haklarını ihlal eden veya yaşa uygun başlıca toplumsal normları veya kuralları ihlal eden tekrarlayan ve kalıcı bir davranış kalıbı olarak tanımlanır. DB'nin semptomları dört ana kategoriye ayrılır: (1) insanlara ve hayvanlara karşı saldırganlık, (2) mülkün yok edilmesi, (3) hilekârlık veya hırsızlık (4) ciddi kural ihlalleri (örneğin, okuldan kaçma, evden k...
- Eylül Güneş
- 4 dakikada okunur
ÇOCUKLUK TRAVMALARI VE KRİMİNAL DAVRANIŞ
Özellikle şiddet, uyuşturucu ve silah suçları içeren davranışlar travmanın tekrarı için güçlü risk faktörleri olabilir. Saldırganlar hedefin benzer şekilde silahlı olmasını beklerse, saldırıların daha ciddi ateşli silah yaralanmalarını içerme olasılığı daha yüksektir. Uyuşmazlıklar yasal olarak çözülemediğinden, şiddet yasa dışı uyuşturucu ekonomilerine de nüfuz eder. Si...
- Aynil Hayat Genan
- 8 dakikada okunur
İNSAN NEDEN İŞLEMEDİĞİ SUÇU ÜSTLENİR?
Sahte İtirafların Psikolojisi Bir insan işlemediği bir suç için ikrarda bulunur mu? Psikoloji bu durumu nasıl açıklar? Birinin bir suçu işlemediği halde, suçu işlediği yönde itirafta bulunması ilk duyulduğunda pek akla yatkın gelmeyebilir. Fakat, masum olduğu halde suçu ikrar tarihten bu zamana kadar defalarca görülmüş bir durumdur. 1989’da New York Central Park’ta bir kadın kos...
- Nilay Yıldızay
- 5 dakikada okunur
SERİ KATİLLER VE ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Antisosyal (toplumdışı) kişilik bozukluğu, sık sık yalan söyleme, dürtüsellik, sinirlilik-saldırganlık, tutuklanmaya sebep olacak davranışlar sergileme, başkalarının haklarını çiğneme, yasal yükümlülüklere uymama, gelecekle ilgili plan yapamama, başkasına kötü davranma-incitme ve yaptıklarından dolayı pişmanlık duymama gibi davranışları içeren bir B kümesi kişilik bozukluğudur. Bu bozuklu...
- Batuhan Pakdamar
- 7 dakikada okunur
ADLİ PSİKOLOJİ NEDİR?
Adli psikoloji alanı yıllardır cezai yargılamalarda büyük bir rol oynamaktadır ve ceza hukuku sahasındaki bu etkisi gittikçe daha önemli bir hale gelmektedir. Adli psikoloji, hem psikoloji hem de ceza hukuku sisteminin eşsiz ve önemli bir karışımıdır. Psikolojinin bu alanı insan davranışlarının hukuki ve cezai sistem ile ilişkisini bütün yönlerinden incelemektedir. Adli psikoloji...
- Aynil Hayat Genan
- 4 dakikada okunur
DEPREM VE PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK
Doğal afetler en sık yaşanan travmatik olaylar arasında olmakla birlikte bu afetlere maruz kalan insanlarda afeti takiben travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), depresyon ve anksiyete gibi çeşitli psikolojik bozukluklar ortaya çıktığı görülmüştür (İkizer, Karancı&Doğulu, 2016, s. 384). Fakat afet gibi travmalar psikolojik bozukluklara sebep olsa da, sıkıntıların ve acı çekmenin pozitif de...
- Nilay Yıldızay
- 5 dakikada okunur
SAHA ÇALIŞANLARI VE İKİNCİL TRAVMA
Yaşanılan travmatik bir olaya direkt olarak maruz kalmayıp, dolaylı olarak ayrıntıları duymak veya bir kişinin yaşadığı travmanın sonrasına tanık olmaya ‘’ikincil travma’’ denir. Yaşanılan travmatik olay sonrası hayatta kalmaya çalışanların karşılanması gereken fizyolojik veya psikolojik ihtiyaçları olabilir. Yardım çalışanları (sağlık çalışanları, polis, asker..) travmatik olay yaşamış kişi...
- Evrim Aydemir
- 5 dakikada okunur
OTİZM VE SAVANT SENDROMU
Savant sendromu, otistik bozukluk da dahil olmak üzere ciddi zihinsel engelli kişilerin, genel engelle belirgin ve tutarsız bir tezat oluşturan bazı ‘deha adalarına' sahip olduğu nadir ama olağanüstü bir durumdur. Savant sendromu diğer gelişimsel engellerde veya diğer merkezi sinir sistemi hasarı veya hastalık türlerinde de ortaya çıksa da, otistik bozukluğu olan her 10 kişiden biri farklı de...
- Batuhan Pakdamar
- 4 dakikada okunur
PROSOPAGNOZİ (YÜZLERİ TANIYAMAMA)
Yüzler, insan sosyal hayatı için son derece önemlidir. Bir kişinin kimliği, ifadesi, bakışı, sağlığı ve yaşı hakkında kişilere değerli bilgiler sağlarlar. Yüzlerin görsel öğrenme ve tanıma süreçlerinde seçici bir eksiklik olarak bilinen prosopagnozi, hem sonradan ortaya çıkabilen hem de doğuştan gelen bir formda bulunabilir. Beynin yüz tanıma ağındaki herhangi bir sinir dokusu hasarı, yüzlerin gö...
- Burçak Yayla
- 3 dakikada okunur
NÖROBİLİMDE VE PSİKOLOJİDE DEĞİŞİK BİR VAKA: VİCTOR LEBORGNE VE BROKA AFAZİSİ
19.yüzyılda konuşma merkezinden beynimizin tamamının sorumlu olduğu bilinse de 1861 yılında Dr. Paul Broca, sunduğu nörolojik bir vakayla bunu değiştirmiş oldu. Dr. Broca Fransız bir cerrah ve antropologtu. Konuşamayan bir hasta üzerinde çalışırken beynimizin konuşma merkezinin sol frontal (ön) lob olduğunun temellerini atmış oldu. Victor Leborgne adlı bu hasta konuşamıyordu ve Broca, Victo...
- Ömer Berk Yiğit
- 3 dakikada okunur
LEWY CİSİMCİKLİ DEMANS
Lewy Cisimcikli Demans (LBD) yaşlılıkta yaygın olan bir demans türüdür. Vakaların %15-20’sinde görülür. LBD hem Alzheimer hastalığı ile hem de Parkinson hastalığıyla benzer patolojik bulgular bulundurur. Teşhisin zorluğu bu teşhis sürecinde LBD’nin sınırlarının diğerlerinden nasıl ayrılacağıdır. Lewy cisimcikleri anormal oluşumlardan bir araya gelir. Parkinson hastalığında ise Lewy cisimciği oluğu...
- Nilay Yıldızay
- 5 dakikada okunur
URBACH-WIETHE HASTALIĞININ NÖROPSİKİYATRİK BELİRTİLERİ
Urbach-Wiethe (veya lipoid proteinoz) hastalığı (UWD) dermatolojik, psikiyatrik ve nörolojik semptomlarla karakterize nadir görülen otozomal resesif bir hastalıktır. Hastalık çocukluk döneminde başlar, ancak doğumdan itibaren başladığı da görülebilir. İyi huylu olmakla birlikte, hastalık ilerleyici ve kronik olup bilinen bir tedavisi yoktur. UWD'nin adlandırılması, Lipoidosis cutis et muco...